MAKALELER

Sporcu Ailesi Olmak


Sporcu Ailesi Olmak
Sporcu Çocuğunuza Ebeveynlik

Siz de sporcu bir çocuğun ebeveyni iseniz, bu yazıyı mutlaka okumalısınız.

Aile sporcunun yaşamındaki en önemli etkendir. Hem kişiliğin yapılandırılmasında, hem öz-güvenin oluşmasında hem de genel tutum ve değerleri kazanmasında ailenin rolü son derece önemlidir. Çocuğun spor yaşantısında destekleyici aileler;

  • Yoğun çalışma ile başarıya ulaşılacağını vurgulamakta
  • Güçlü değer sistemine sahip
  • Bu değerleri hem sözel hem de model olarak aktarmakta
  • Çocuğun yetenek alanlarını önemsemekte
  • Çocuğun spor aktivitesine göre kendini organize etmeye istekli

Sporcu aileleri destekleyici önemli bir kaynak oldukları gibi bazı durumlarda sporcu üzerinde olumsuz etki de oluşturmaktadırlar. Olumsuz etki oluşturan aileler;

  • Alternatif kariyer baskısı kurarlar
  • Spor yaralanmalarını abartırlar
  • Gerçekdışı beklentilere girerler

Aile kendi içinde dengesi ve sınırları olan bir sistem olarak ele alındığında, çocuğun spora başlaması bu sistemde bir değişim demektir. Aile çalışmaları her tür değişimin kendi başına stresi barındırdığını göstermektedir. Stres, değişim karşısında sistemin yeni bir denge ihtiyacını göstermektedir. Çocuğun spora başlaması günlük zaman akışında antrenmanlara göre değişimler yarattığı gibi asıl değişim aile içi hiyerarşide oluşmaktadır. Spora başlamakla çocuğun hayatında anne-baba dışında yeni bir otorite girmektedir.

Antrenör – Aile Ortaklığı
Araştırmalar, ailelerin ve öğretmenler birlikte hareket ettiği durumlarda, çocukların okulda daha başarılı olduğunu göstermektedir. Spor ortamındaki çocuklarında durumunun da bundan farklı olabileceğini düşünmek yersiz olur. Gençlerin spor deneyimlerinin en iyi düzeyde olabilmesi ve alabileceklerinin en fazlasını alabilmeleri için, aile-antrenör ortaklığında dikkat edilmesi gereken başlıklar aşağıdaki gibidir.

  1. Antrenörün verdiği kararları tanıyın: Her ne nedenle olursa olsun, takıma antrenörlük yapmaya çalışmayın. Unutmayın ki antrenörlerin verdikleri kararlar, antrenmanlar ve oyunlarla geçen ve uzun saatler süren hazırlıkların ardından verilmiştir. Bunu unutmayın ve sezon içinde size garip gelen şeyler olmaya başladığında bunu hatırlayın.
  2. Geç kalmadan, antrenörle pozitif ilişkler kurun: Çocuğunuzun antrenörünün kim olduğunu öğrenir öğrenmez, ona kendinizi tanıtın ve çocuğunuzun bu sezonu iyi deneyimlerle geçirebilmesi için elinizden geleni yapacağınızı belirtin. Yardım edebileceğiniz herhangi bir şey olup olmadığını sorun. Antrenörler erken dönemde tanışmanız ve iyi ilişkiler kurmanız, ileride bir sorun ortaya çıktığında onunla daha rahat konuşabilmenizi sağlar.
  3. Antrenörün duygusal deposunu doldurun: Çocuğunuzun antrenörü hoşunuza giden bir şey yaptığında, bundan hoşlandığınızdan onu haberdar edin. Antrenörlük zor bir meslektir ve antrenörler genellikle ailelerden şikayet duyarlar. Ancak onu duygusal açıdan beslemeniz onun daha iyi bir iş çıkarmasını sağlayacaktır. İyi noktalarda gösterdiğiniz destek, ilerde yolunda gitmeyen bir şey gördüğünüzde yapmak isteyeceğiniz müdahaleyi kolaylaştıracaktır. Şunu unutmayın ki, antrenörlerin hemen hepsi iyi şeyler yaparlar, çünkü mesleklerini para için değil, bunu sevdikleri için yaparlar. İyi yaptıkları noktaları bulabilmek için de biraz sabırlı olun.
  4. Oyuncuyu iki arada bir derede bırakmayın: Nasıl ki çocuğunuzun yanında öğretmeninin ne kadar kötü bir öğretmen olduğunu söylemeniz onun derslerle ilgili istekliliğini ve keyfini düşürecekse, aynı şey antrenörü için de geçerlidir. Antrenörünün ailesi tarafından beğenilmemesi genç sporcuyu rahatsız eder, sportif gelişimini sekteye uğratır. Tersi biçimde, ailesi antrenörünü desteklerse, sporcu gelişmek için tüm potansiyelini ortaya koyacaktır. Çocuğunuzun antrenörünün bir konuda yeterince iyi olmadığını düşünüyor olsanız bile, bunu çocuğunuza söylemeyin. Bunun yerine, antrenörü ile görüşmeye çalışın.
  5. Antrenman ya da Maç sırasında, oyunculara ya da antrenörlere neler yapmaları gerektiğini söylemeyin: Antrenörlerden biri değilsiniz, bu nedenle kendi çocuğunuza bile olsa, ne yapması gerektiğini söylemeyin. Herhangi bir taktikle ilgili bir fikriniz varsa, yanına gidip bunu antrenöre söyleyin. Söylediğiniz şeyi kullanıp kullanmamak kendisine kalmıştır, bu nedenle sizi dinlemese de bu meseleyi büyütmeyin.
  6. Çocuğunuzu duygusal açıdan besleyin: Belki de yapabileceğiniz en önemli şey çocuğunuz için orada olmaktır. Rekabete dayalı sporlar, oyuncular için çok streslidir ve en son ihtiyaçları olan şey evde eleştirilmektir. Çocuğunuzun amigosu olun. Yaptığı olumlu şeylere odaklanın ve yaptığı hataları düzeltmeyi antrenörüne bırakın. Çocuğunuz kendisini tereddütsüz desteklediğinizi ve her ne olursa olsun taktir ettiğinizi bilmeli.
  7. Tüm takımı duygusal açıdan besleyin: Takımdaki tüm oyunculara tezahürat yapın. Her bir oyuncunun iyi yaptığı bir hareket / beceri gördüğünüzde bunu belirtin.
  8. Diğer ebeveynlerin de oyuna saygı duymalarını sağlayın: Diğer takım oyuncularına ya da hakemlere saygısızlık yapmayın. Ancak bunun da ötesinde, diğer ebeveynleri de bunu yapmaya teşvik edin. Eğer takımınızdaki oyunculardan birinin ebeveyni, hakemi azarlamaya başlarsa, onu uyarın.

Bu yazı Filiz Kaya Ataklı tarafından hazırlanmıştır ve tüm hakları saklıdır. Her türlü soru görüş ve önerileriniz için: filiz@psikolojistanbul.com